Endişeler şüphesiz hayatımızın bir parçasıdır ama bu
endişeler aşırıya kaçmaya başlayınca veya birisi günlük aktivitelerden dolayı
gereksiz endişelenmeye başladığında ortada bir sorun var demektir. İşte anksiyete
bu endişelere denir. Sosyal anksiyete, yaygın anksiyete gibi türleri vardır. Bu
anksiyetelerin ortak bir yanı aşırı bir endişedir. Normal endişe insanı bazen
harekete geçirir. Ama insan “ya şöyle olursa, ya böyle olursa” diye düşünürse o
zaman aşırı endişeye kapılır ve bazen kendini çıldıracak gibi hissedebilir.
Kontrol edebildiğiniz olayları düşünün.Hayatınızda
neyi kontrol edip edemeyeceğinizi öğrenin. Kendiniz olaylara verdiğiniz tepkiyi
kontrol edebilirsiniz ama durumları veya insanların size karşı davranışlarını değiştiremezsiniz.
Eğer dindar biriyseniz, kontrol edemediklerinizi Rabb’inize bırakın gitsin.
Eğer değilseniz, akışına bırakın. Böyle yapınca kendinizi çok daha rahat
hissedeceksiniz, eminim.
“İnsanlar ne düşünecek?” Boş verin. “Ya hata
yaparsam?” Boş verin. Herkes arada bir hata yapar, bir şeyleri unutur. Siz
sadece elinizden geleni yapın, gerisini boş verin. Ölmeden önce pişman olmak istemiyorsanız,
kendinizi istemediğiniz durumlara zorlamayın, başkasının beklentilerine göre yaşamayın.
Kendi istediğiniz şeylere göre yaşayın, kendi seçtiğiniz hedefe doğru
ilerleyin. Unutmayın ki hayat sadece bir kere yaşanır. Allah bizleri bu dünyaya
sınanmak için göndermiştir. Elinizde olmayan şeyleri ona bırakın, elinizden geleni
yapıp tevekkül edin yeter.
Anksiyeteden muzdarip olan insanlar sürekli
başlarına kötü bir şey gelecekmiş gibi hissederler,endişelenir dururlar. Biliyorum,
bu endişelerden vazgeçmek o kadar kolay değil. Mantıksız olsalar bile beyninizde
dolaşırlar. Bunların şeytandan olduğunu unutmayın, çünkü şeytan sürekli insanın
kalbine fısıldar. İnsan sanki bunu kendi düşünüyormuş gibi hisseder ve yapacak
bir şey bulamaz. Bu endişeler çok olunca “anksiyete bozukluğu” adını alırlar.
Psikoloğa başvurmak ve ilaç almak önemlidir, ama yukarıdaki tavsiyelerimi
unutmayın. Psikoloğa başvurmadan önce onları deneyin, olmazsa psikoloğa başvurun.
Sonraki yazımızda görüşmek üzere…
0 yorum:
Yorum Gönder